8 Haziran 2010 Salı

HOCALAR SÜLALESİ:
Cezayir-i Bahr-i Sefid:Osmanlı imp.19.Yüzyıla kadar devam eden Kaptanpaşalığın idaresinde olan bir idari bölüm.Bazı tarihçilere göre Rumi 941 Hicri 1534 tarihinde kurulduğu yazılıdır.Merkezi Gelibolu olmak üzere Eğriboz,Biga,İnebahtı,Karlıili,Kocaili(Kocaeli)Mehdiyye,Mezistre,Midilli,Nakşe,Rodos,Sakız,Sığla-Sığacık (İzmir çevresi)şehir ve kasabalarından oluşmuş daha sonra tüm akdeniz kıyılarını kapsamış,bilahare Cezayir,Tunus ve Libya kuzey afrika kıyılarıda bu idare yönetimi içinde olmuş ve 1911 Trablusgarp savaşıyla tamamen ortadan kaldırılmıştır.Niçin bu idare ismini kullandığımıza gelince uzakannem yani Anneannem e biz kimiz diye sorduğumuzda aldığımız cevap çocuğum biz Cezayirinden gelmişiz ,hatta eski dedelerimizden birisinin (Kümbetli dede dediğini hatırlıyorum) Cenevizlilere yesir (esir) düştüğünü bir müddet forsalık yaptığını ve bir padişah fermanıyla kurtulduklarını misafir olarak bir ramazan ayında İst/Kanarya da Ali dayımda kalırken dinleyip dayımla beraber not aldığımızı biliyorum.Yapmış olduğum araştırmada Sultan Çelebi Mehmet döneminde yeni deniz kuvveti oluşturma aşamasıdaki Osmanlı nın Gelibolu dan çıkarak Nakos,Andro Yakos,Milos adalarına yaptığı seferden dönen 30 parçalık Çalıbey kumandasındaki gemilerinin Gelibolu açıklarında Venedikli Kaptan Lereda-no nun 15 parçalık (kalita) gemisi arasında karşılıklı ok atılması sebebiyle çıkan bir deniz savaşında yenilmesi ve esir düşmeleri sebebiyle bir müddet sonra Edirne de yapılan anlaşmayla esir değiş tokuşu yapıldığı ve Osmanlının bu anlaşmadan sonra anlaşmayı götüren kişininde ilk elçi olarak atandığı savaş olarak (1416) olabilir mi diye düşünüyorum. Bununda ailenin hatırlanabilen ilk büyüğünün deniz kenarına yakın oturduğu veya deniz kenarına yakın bir Tımardan savaşa gönderilen bir asker olabileceği tezini güçlendirmektedir.Osmanlının Rumeliye geçtikten sonra Gelibolu,Malkara ve Hayrabolu civarına yerleştirdiği ilk göçmenlerin Karesi Aydınoğlu, Menteşe beyliği mensupları olduğu bütün tarihçilerce yazılmaktadır.Buna göre ailenin ilk kökenlerinin Ege bölgesi olabileceği kuvvetle muhtemeldir.Ve fetihler sürdükçede balkanlar istikametine ilk yönlendirilenler bunlar ve Anadolunun muhtelif yörelerinden gönderilenlerdir.Kediöğüren (Yine anneannemden duyduğumu aktarıyorum büyüklerimizin Bulgaristana yerleştikleri yeri aktarırken barınacak yerlerini seçerlerken Kedilerin öğürdüğü yer diye bahsetmesi köyü ailenin büyüklerinin kurduğunu düşündürmektedir)1290 Tuna salnamelerinde Razgrad-Popköyde geçen ismidir.Yine Balkanlar net internet sitesinde Miladi 1530 yılları haritaları incelendiğinde Kediöğürenin olmadığı görülmekte olup ailenin o bölgeye gidişlerinin bu tarihten sonra olabileceği değerlendirilebilir.Kediören ile ilgili bilgilerden sonra aile ile ilgili halihazırda sağ olan akrabamız kaynak kişi 1913 Kediören doğumlu Ahmet KAYNAK (Arıcı Ahmet) Razgrad lisesi mezunu olup Türkiyeye göçettikten sonra Babaeskinin Kuleli köyünde öğretmenlik yapmış Türkgeldi Çiftliğinde arıcılık ünitesini kuran kişidir.Onun anlatımıyla Kediöğüren(Kediören) e ilk yerleşen büyüğümüzün adı Çoban Ali dir.5 çocuğu ve 150-200 civarında keçi ve koyun sürüsü ile bu yere yerleşip arazi açarak çiftçilik ve hayvancılıkla iştigal etmiştir kaynak kişi çocukları hakkında bilgi verememiştir.Ancak dedesi olan Yonuzağa dan başlayarak onun çocukları ve şu an yaşayan devamı hakkında bilgi aktarabilmiştir.
YONUZAĞA:Büyük büyük dedemizdir.Eşinin adı Meryemdir.Çiftçilik, Koyun-Keçi ,At yetiştiriciliği ve
Cambazlık(Hayvan alım satımı)yapmıştır.(Tır Şoförlüğü yapan H.KOCAÇINAR anlatımıyla 1978-79yıllarında Eskicuma-Dralfa ya yük götürdüğünde yakınolan Kediören e gittiğini ve Yonuzağaya ait Hergele ahırlarının yıkıntılarını gördüğünü bizzat tarafıma anlatmıştır.)Kaynak kişi Ahmet KAYNAK 1 erkek kardeşini hatırlayabilmiştir.Adının Habil olduğunu devam eden soyunun Yeşilsırt köyünde oturduklarını (Habilağalar)lakabıyla anıldıklarını söylemiştir.4 Erkek çocuğu olmuştur.Molla Ahmet ,Ali Köse,Veliağa,Hasan Çakır. Yonuzağa ve eşi Meryem Kediörende vefat etmişlerdir. ALİ KÖSE:Çiftçilik ve hayvancılık yapmıştır Necip ,Dahil,Sait,Yonuz isminde 4 oğlunun olduğunu Sait in Balkan savaşı sırasında Karadağda şehit düştüğünü, Necip in güreş yaptığını ve Razgrad civarında namlı bir pehlivan olduğundan bahsetmiştir.Kaynak kişi Dahil in oğlu olup sağolan 90 yaşlarında bir kardeşi Hilmi Ballıhoca köyünde yaşamaktadır.Ailenin kolları Muratlı-Ballıhoca ve Silivri-Kurfallı köyünde devam etmektedir. VELİAĞA:Çiftçilik ve hayvancılık yapmıştır.Kediören köyünün göçten önceki muhtarıdır.Ailenin fertleri Muratlı-Balabanlı köyünde oturmaktadırlar.Kaplan,Sevinç,Atalı(Feride hala)Gültekin(Feride hala)Özay(Halime hala)bu ailenin fertleridir, HASAN ÇAKIR:Yonuzağanın diğer bir oğludur.Çiftçilik ve hayvancılık yapmış olup 350-400 civarında bir sürüye sahip olduğu geç evlendirdiği(3o yaş) için babasıyla arasının açık olduğu kaynak kişi tarafından anlatılmıştır.Çocuklarından Mustafa nın Balkan Harbi Galiçya cephesinde savaşmış olduğu harpten döndüğünde bitlenmesi sebebiyle kızı olan anneanneme hadi kızanım başımı bitleyiver dediği anlatılanlardandır.Aile komple Silivri-Kurfallı ya yerleştirilmiştir.Köse,Dinç,Uğuz soy isimliler bu koldandır.(Anneannem bu sülalenin kızıdır.)Kurt soyisimlilerde bu koldan olabilir. MOLLA AHMET(1861 Kediören-1943 Balabanlı) Hocalar lakabının verilmesine vesile olan büyük dedemizdir.Eşinin adı Emine olup Araplar köyündendir.İstanbul Fatih te medrese eğitimi görmüş (3 sınıflı olup;Hadis Kelam,Tarihi Osmani,Coğrafyayi Osmani ve İslami ,Coğrafyayi Umumi Hendese, Terbiyeyi Bedeniye,Tarihi İslami,Hikmeti Tabiye,Malumatı Hukukiye,Siyer i Nebi Hey-et (Astronomi),Hıfzısıhha dersler okutulmaktadır.Gittikleri yerlerde 1 yıl görev yapıp tekrar İstanbula dönerek şimdiki (APK) kurumuna benzer bir kurumda görev yapıp yeni gelişmeleri takip ederek başka görevlere atandıkları yazılıdır) tür.Bu durumda Molla Ahmet in İst.gitmeyip köyünde kaldığı ve çiftçilikle beraber din görevlisi olarak köyünde yaşamına devam ettiği anlaşılmaktadır.Torunu Hüseyin Kızı Emine ÇOLAK (ölümü 2009) anlatımıyla benim dedem kadılık yapmış tabiri kendi köyü ve civarında kadı naipliği gibi bir görevdede bulunduğunu göstermektedir.6 çocuğu olmuştur.Hüseyin VARLI,Hasan VARLI, Hafız Mehmet (Kaynak kişi tarafından Bg da şeker hastalığından öldüğü doğal şeker içerdiğinden tedavi amaçlı boza içtiği Yeniköy den Kanlıoğulları lakaplı ailenin kızı ile evlendiği ancak çocuklarının olmadığı anlatıldı)Hatice (Aza Şükrü Eşi) İzzet VARLI,Feride HARAÇ (Mustafa Haraç eşi) isimleri olup Balabanlı da yerleşmişlerdir. HOCALAR SÜLALESİNİN DÖKÜMÜ:Hüseyin-Ayşe VARLI:6 çocuğu olmuştur.1-Mustafa (Bg ölü) 2-Ali( Bg ölü )3-Nuri - Zeynep VARLI çocuklarının isimleri:Pakize-Ali-Hasan-Mustafa dır.4-Numan-Meryem VARLI çocuklarının isimleri:Mustafa-Fikriye-Hüseyin(Ölü)-Ahmet-Mehmet tir. 5-Emine-Salim (VARLI) ÇOLAK çocuklarının isimleri Hamdi-Nurten-Bedri dir. 6-Selime-Osman ( VARLI ) DÜZDAĞ çocuklarının isimleri Ahmet-Nufel (ölü)- Sevdiye-Kadriye dir. Hasan-Fatma(Sıtkı- Mehmet'in annesi)-Kaniye VARLI 3 çocuğu olmuştur 1-Sıtkı-Halime VARLI çocukları Fatma-Ayşe-Hasan-Şadan-Sıtkıye dir.2-Mehmet-Rahmiye VARLI çocukları Tunç-Füsun-Levent tir 3-Makbule-Kamil (VARLI) HARAÇ çocukları Ömriye-Salim-Sibel dir.Hatice-Şükrü (VARLI)ÖZTÜRK çocukları Üzeyme - Emine dir. İzzet(1911-2009)-Vasfiye VARLI çocukları Bakiye-Ahmet -Fatma-Zatiye-Hatice ve Bahriye dir. Feride-Mustafa (VARLI) HARAÇ çocukları Leyla-Emine-Ataman ve Necla dır.Devam eden çocuk ve torunların isimleri yazılmamıştır.ilgilenenler bu bilgilere bakarak kendi kuşağıda dahil çocuklarınında isimlerini yazarak devamını getirebilirler.Benim ulaştıklarım bunlar olup daha detaylı bilgi aktarabileceklerin bilgileri peyderpey ilave edilecektir.1980 yılından beri hayalini kurduğum bu konu ile ilgili olarakYardımcı olan herkese teşekkür ederim. Ahmet DÜZDAĞ 06.06.2010
BALABANLI
ADI NEREDEN GELİYOR: Osmanlı beyliğinin 1.Murat döneminde trakyanın fethedilmesine katılan Hacıilbey,Evrenosbey,Lalaşahinbey,Timurtaşbey ordularının içinde görev yapan komutanlardan İncecük Balaban beye fetih sırasında göstermiş olduğu yararlılıklardan dolayı evlatlık mülk olarak verilen çiftlikten almaktadır.
Balabanbey Köpekli avşarının Balaban obası cemaatinden olup ,Bulgaristanda,Çanakkale Ayvacıkta,Edirne İpsalada Bilecik Söğütte ,Bursa Mudanyada ,Tekirdağ Muratlı ve Malkarada Balaban,Balabancık,Balabanbey,Balabanlı isminde muhtelif köy ve çiftliklere ismini vermiştir. Evliya Çelebi seyahatnamesine göre Aydınoğlu beyliğinin Osmanlı beyliğine katılmasından sonra tarih sahnesine çıkan Balabanbey'in İzmir ili Ödemiş ilçesi Balabanlı köyünde makam mezarının olduğu (miladi çevrime göre 1308-1368 yaşadığı) kayıtlıdır.Tarihçi Cevdet TÜRKAY'a göre Trakya ve Rumelinin fethinde görev yapan Balabanlı cemaatinin 15 yy sonlarında tekrar Anadoluya geçirildiği bununda Karamanoğullarıyla girilen savaşta Germiyanoğulları topraklarında tampon oluşturmak için yapılmış olabileceğinden bahsetmektedir.
Köyümüzün resmi belgelerde adının geçtiği yazılara örnek olarak Başbakanlık Devlet Arşivleri Osmanlı Arşivi 1530(370-1) Muhasebeyi Vilayeti Rum ili Balabanlı cemaati ile ilgili bilgilerde Çorlu kazasında 2 adet Balabanlı köyü gözükmekte olup günümüzde Muratlıya bağlı Balabanlı köyü vardır.Ancak Karagüvendik ismini taşıyan diğer köy günümüzde saptanamamaktadır.( .Şerefli mezarlığı olabilir mi ?)
Yine Başbakanlık arşivleri Vize müsellem teşkilatı Padişah ziyaretleri bölümünde miladi 1613 yılında Sultan 1.Ahmet'in av maksadıyla İstanbuldan Edirne ye gittiği Edirneden Malkara yoluyla Geliboluya geçtiği dönüşündede İnecik bucağı Balabanlı köyü ve Umurca çiftliği yolunu kullanarak İstanbul 'a döndüğü yazılıdır. Ayrıca hicri 1309 (miladi 1891-1892) Tekfurdağı(Tekirdağ)salnamesi Çorlu kazasına tabi köylerin merkeze olan uzaklıklarını gösteren bilgilerde Sarılar Karyesi 2 saat,Çevrim(Çorum)Karyesi 3 saat Balabanlı Karyesi 3 saat Muratlı Karyesi 4 saat yazılıdır.Bununda köyümüzde çiftlikle beraber daha önceden yerleşim yeri olduğu tezini güçlendirdiği aşikardır. Karye=köy
YENİDEN KURULUŞU: 1934-1935 Yıllarında Bulgaristan ve Romanyadan gelen göçmenlerin yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur.Kamulaştırılan çiftlik arazilerinde 28.Nisan.1935 yılında kabul edilen Trakyada Yaptırılacak Muhacir Evleri Hk. ki Bakanlar kurulu kararıyla inşaatlara başlanır.(kaynak kişi Mustafa HARAÇ -Hüseyin KOCAÇINAR anlatımıyla görüşme Eylül 2009) 1935 Yılının Kasım ayında köye intikaller başlar.Erken gelip Muratlı ve çevre köylerde geçici ikamet edenler ve direkt köye yönlendirilenler genelde At Öküz ve Manda arabalarıyla Koşarköprü,Müsellim Barakası,Muratlı merası,Çalmar yolunu kullanarak şimdiki Güngörmez çatağının Bağlaraltı mevkiinde bulunan çiftlik ahırlarının etrafında ve çayırlık alanda çadır ve barakalarını kurarak inşaatların bitmesini beklerler.ve tamamlandıkça evlerine geçerler .1935 yılında yapılan genel nüfus sayımında Balabanlı köyüne ait nüfus bilgileri bulunmamaktadır. Buda bize köyün kuruluşunun devam ettiği anlamını çıkarmaktadır.Ancak taşocakları önündeki çeşme kitabesindeki 1939 tarihi köyün kuruluşunun tamamlanmış olduğu tarih olabilir.1940 yılında yapılan nüfus sayımında 458 erkek ,431 kadın toplam 889 nüfusuyla Muratlı nahiyesinin 3.büyük köyü olur.Köyün geçici muhtarı Çevrimkayalı Hasanağa(SEZER)dır.İlk muhtarlığı Küçükhafız lakaplı Ahmet ŞENER yapmıştır.Zamanın hükümetince muhtarlık ve köy hizmetlerinde kullanılmak üzere bir at ve boğa verildiği kaynak kişi Hüseyin KOCAÇINAR ca tarafıma anlatılmıştır.( nereden bildiği sorulduğunda anılan tarihte 11-12 yaşlarında olduğu ve babasının koruculuk yaptığını ondan duyduğunu söylemiştir.) Köyün kuruluşundan 2 adet anekdot:-Dambaşı Lakabı-İsmail YILMAZ'ın dedelerinin kurmuş olduğu baraka veya çadırın çiftlik evlerine yakın olması sebebiyle Dambaşındaki İsmail ve yaşlı olmasından dolayı Süleyman KARABACAK'ın dedelerine Koca ismail denmesi.
-Molla Ahmet'i şikayet: Caminin henüz yapılmaması sebebiyle Bayram ve Cuma namazlarını şimdiki Muhtarlık binasının bulunduğu boşluk alanda kıldıran Molla Ahmet uzun sakalları ve sarık sarması sebebiyle kılık kıyafet kanununa uymadığından cihetle şikayet edilir,Çorlu Kaymakamı Muratlı Nahiye Müdürü ve Çorlu Müftüsünün köye geldiği bir gün huzuruna çağırdıkları Molla Ahmet e konu izah edilir.ve uyarılır,yalnız müftü hangi bilgiyle cuma namazı kıldırdığını sorduğunda Molla Ahmet te İstanbul Fatih medresesi mezunu olduğunu söylediğinde müftünün özür dileyip elini öptüğünü ve yanına oturttuğunu kaynak kişi Hüseyin KOCAÇINAR 2009 Eylül deki görüşmemizde tarafıma bizzat anlatmıştır.1943 yılında vefat etmesinden sonra elinde bulunan yazma eserlerinin tümünün İstanbuldan gelen medresede beraber okuduğu arkadaşları tarafından alındığı ailede hala anlatılmaktadır.
Köyün ilk kurucularının Bulgaristan ve Romanyadan gelmiş oldukları yerler tanıdığım bildiğim ve görüştüğüm kişilere göre aşağıda çıkarılmıştır aile ve sülale isimleri yazılmamıştır. Sadece köy isimlerine göre düzenlenmiştir. Silistre-Rahmanaşıklar Razgrad-Popköy ,Yılanlı, Karaağaçköy, Kediören, Eskicuma, Dralfa, Saltuklu , Koçaşlı, Kulalı,Dobruca,Varna-Türkarnavutları bu köy isimleri sadece bile ve bulabildiklerimiz ,köy isimlerini ailelere göre tasnif ederek düzenleme edineceğimiz bilgilere göre yeniden yapilabilir.Onuda arkadan geleceklere bırakarak köyümüzün tekrar kalabalık eski günlere dönmesini hiç olmazsa köyde evi olanların hafta sonu dahi olsa köye gelerek hareket kazandırmasını diliyorum.
AHMET DÜZDAĞ

2010-06-06



KAYNAK:Osmanlı döneminde TEKFURDAĞI Salnameleri(T.C.Tekirdağ Valiliği yayınları
Hüseyin KOCAÇINAR Silistre Rahmanaşıklar göçmeni 88 yaşında (2009)
Mustafa HARAÇ Razgrad Karaağaçköyü göçmeni 85 yaşında (2009)
Ahmet KAYNAK Kediören 97 yaşında (2009)
İzzet VARLI sözlü aktarımı çocukları
Ayşe VARLI sözlü aktarımı torunları (1983)
Köyden bilgi alabildiğim herkes ……………..
16 Y.Y. Öncesinde Dimetoka-Kızıldeli veBalabanlılar makalesi ( Vatan ÖZGÜL)
Başbakanlık Osmanlı Arş . Vize Müsellem Teşkilatı (T.dağ Emn.Gov Tr.)